Atalarının dilini öğrenerek akrabalarına kavuştular
Atalarının dilini öğrendiler, akrabalarına kavuştular
İZMİR – İzmir’de Arnavutça dil kursları veren tek kişi olan Şevket Balla, atalarının dilini benimsemiş birçok kursiyere Arnavutça öğreterek onların uzak akrabalarıyla buluşmasını sağladı. Balla, “Kursumuz sayesinde birçok buluşmaya vesile olduk. Türkiye’de bir atasözü vardır ve bu söz sadece Türkçe’dedir. Bir dil bir kişidir, iki dil iki kişidir. Bir dili öğrendikten sonra, ikinci bir kişi oluyorsun.”
90’lı yıllarda Arnavutluk’ta subay olan ve Türkiye’ye eğitim için gelen Şevket Balla, İzmir vatandaşına aşık olunca İzmir’e yerleşti. Burada Türkçe öğrenen Balla, Arnavutluk’tan göç eden birçok insanla Çameria Arnavutları Kültür ve Dayanışma Derneği’nde tanıştı. Dernek üyelerinin talebi üzerine Arnavutça dil kursu açmaya karar veren Balla, bu zor dili öğretmek için bir de kitap yazdı. Yıllar önce Arnavutluk’tan Türkiye’ye göç eden bireylerin torunları, Balla’nın girişimi sayesinde hiç bilmedikleri Çet dilini öğrenmeye başlayarak hiç görmedikleri akrabalarına ulaştı. “Bir dil bir kişidir, iki dil iki kişidir” atasözünü hatırlatan Balla, birçok buluşmaya vesile olduklarını ifade etti.
“Bir kızla tanıştım ve köylü hanım oldum”
Hikayesini anlatan Balla, “Arnavutluk’ta doğdum. Askerliği orada bitirdim ve askerliğime başladım. İzmir güzel bir şehir ve burada kalmaya karar verdim. Dernek üyelerimizin ricası üzerine Arnavutça öğretmenliği yapıyorum. 2012’den beri. Arnavutça öğretmek zor olduğu için 4 saat evde çalışıp 2 yıl 2 saat ders verdim. Ardından Arnavutça öğrenme yöntemi ile ilgili bir kitap da yazdım. Yazdım” dedi.
“Bir kardeş Arnavutluk’ta kaldı, bir kardeş Türkiye’ye geldi”
Arnavutların Balkan yarımadasında yaşayan bir topluluk olduğunu hatırlatan Balla, yıllar içinde meydana gelen göçleri ve giden akrabalarını şu sözlerle anlattı: “Arnavutlar Türkiye’ye ilk göçlerinde 1878 yılında ‘adıyla Türkiye’ye geldiler. muhacir’. 1923’ten sonra ikinci dalga mübadele zamanı geldi Üçüncü dalga 1950’den sonra geldi Birinci dalgada 400 bin kişi geldi Bugün bu 400 bin kişinin 7. kuşağı bu topraklarda yaşıyor. 2. dalgada 1 milyon insan geldi.Bugün 3. ve 4. kuşak var.Üçüncü dalgada bu topraklarda 1 milyona yakın 1. ve 2. kuşak bu bireyler yaşıyor.1. ve 2. dünya savaşlarında Arnavut aileler kaçmak zorunda kaldı. .Bir kardeş Arnavutluk’ta kaldı, bir kardeş Türkiye’ye geldi.Kardeş komünist sistemde yaşamaya başladı ve 45 yıl yurt dışına çıkamadılar.Görüşmek de yasaktı.Türkiye’ye gelen abi onlarla iletişime geçmeye çalıştı. ama komünist sistem izin vermedi. Arnavutluk’takiler de sadece Arnavutça öğrendiler. 90’lardan sonra iletişim kurulmaya başlandı ama dil sorunu yaşandı. Bu yüzden bu kurslar, bağlantılar kurmak için çok değerli.”
“80 yaşındaki kardeşini ölmeden önce görebildi”
Kursa 40 öğrenci ile başladıklarını söyleyen Balla, bugüne kadar 400 kişinin Arnavutça öğrendiğini söyledi. “Başka bir kursiyerimiz akrabalarını buldu, evlerine gitti. Kursumuz sayesinde bu buluşmaya vesile olduk. Bunun gibi çok örnek var ve o yüzden çok duygulandım. Türkiye’de bir atasözü var ve bu söz sadece Türkiye’de var.” Türkçe.Bir dil, bir kişi, iki. “Dil iki kişidir. Bir dili öğrendikten sonra ikinci bir kişi oluyorsunuz. Arnavutluk ve Türkiye kardeş ülkelerdir. Dil, çıkarları güçlendirmek için çok değerli bir araçtır.”
“Aile bağları kopmasın diye Arnavutça öğrenmek istedim”
Stajyer Figen Çelikkal, “1923’te dedem ve anneannem Arnavutluk’tan Türkiye’ye geldiler ama abileri ve kuzenleri orada kaldı. Dillerini babama dedem öğretti ama bize kimse öğretmedi. Ben Arnavutça öğrenmek istiyordum. Oradaki akrabalarımla sürekli iletişim halindeyim. Ben de Arnavutluk’u ziyarete gittim. Artık torunuma ders vermeye başladım” dedi.
“Sosyal medyadan çocuklarına ulaştık”
Müjde Yıldırım isimli bir kursiyer, “Baba tarafım 1878’de Türkiye’ye gelip Menemen kasabasına yerleşti. Anne tarafım 1923’te Selanik’ten Menemen’e geldi. Çocukluğumuzda hep Arnavutça duyduk ama duymadık. “Eylülden bu yana ilerleme kaydettik. Arnavutluk’ta sadece babamın teyzesi yaşıyor. Çocuklarıyla sosyal medya üzerinden iletişime geçtik. Yavaş yavaş konuşmaya başladık” dedi.
“Akrabalarımı buldum”
Stajyer Aslı Kurt, “Ailemiz 1923’te Türkiye’ye göç etti. Dedem, anneannem oradan geldi ama Arnavutluk’ta kalan çok akrabamız var. Yaşadıklarını biliyorduk ama ulaşamadık. aracılar da vefat etti.Bu kursta kendimizden bahsedecek kadar dil öğrendik.Akrabalarımı böyle buldum. Onları oğlumun düğününe davet ettim, evimde ağırladım. Arnavutluk’a gittim” dedi.
“Arnavutça zor bir dildir”
Kurs, Arnavut vatandaşlarının yanı sıra Arnavutluk ile bağlantısı olmayan bireyleri de içermektedir. Pınar Türkel, “Arnavut değilim ama kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra daha sakin bir hayat yaşamaya karar verdim. Hep Arnavutça öğrenmek istemişimdir. O yüzden kursa yazıldım. Arnavutça zor bir dil ama ben” Öğrenmeye başlıyorum” diyen Deniz Sayit, “Ben özel sektörde çalışıyorum. Arnavut değilim, çevremde Arnavut yok ama merak ettiğim için bu kursa geldim” dedi. .
Sevgilisi için dil öğrenmek
Nadir Öner adlı kursiyer, “Eşimin önerisiyle kursa başladım. Kültür alışverişinde bulunuyoruz. Derslerimiz çok güzel gidiyor. Çok memnunuz. Arnavutça güzel ve zor bir dil.” Kız arkadaşıyla evlendikten sonra Arnavutluk’a yerleşmeyi düşünen Ali Fuat Erdal, “Arnavutluk’ta bir kız arkadaşım var. Türkçe biliyor ve evlendikten sonra buraya yerleşmeyi düşünüyordu. Ama ailesinden ayrılamayacağını söyleyince ben vazgeçtim. oraya gitmek zorunda kaldım. Evlendikten sonra Arnavutluk’a gittim. Yerleşeceğim için Arnavutça öğrenmeye başladım.”